Telefon: 0554 181 04 00
İŞÇİ AVUKATI - İŞÇİ HAKLARI - AVUKATA SOR

İŞÇİ AVUKATI - İŞÇİ HAKLARI - AVUKATA SOR

İŞÇİ AVUKATI - ÜCRETSİZ DANIŞMA İş Hukuku Avukatı olarak, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenleyen hukuk alanında çalışmaktayız. İşçiler ile işverenler arasındaki uyuşmazlıkları konu alan bu alanda hak kaybına uğramamak ve yasal sürecin doğru bir şekilde yürütülmesini ve sonuçlanmasını sağlamak için İŞÇİ HAKLARI alanında uzman b

    ir İşçi avukatı ile çalışmanız yararınıza olacaktır. İş Hukuku Avukatı İş Hukuku Avukatı, öncelikle işçi hakları konusunda tecrübeli ve yargılama süreçlerine hakim olmalıdır. İş davaları da diğer hukuk dalları gibi kendi içerisinde uzmanlık isteyen bir alandır. İş hukuku avukatı, işçinin iş akdinin feshinden tazminatlarının alınmasına kadar ki hukuki süreci yönetir. Bu süreç kapsamında öncelikle işçinin iş akdinin haklı feshi ihtarnamesi çekilir. Sonraki süreçte ise arabuluculuk başvurusu ile dava şartı gerçekleştirilmiş olur. Eğer ki arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamazsa, bu takdirde iş hukuku avukatı iş davasını açar ve tüm hukuki süreci yargılama tamamlanıncaya kadar takip eder. İşçinin bu süreçte çok dikkatli davranması gerekmektedir. İş akdini sonlandırmadan önce bir işçi avukatı ile görüşmeli ve fesih sürecinin nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda bilgi almalıdır. Aksi takdirde hak kaybına uğrama riski ile karşı karşıya kalabilir. İŞÇİ HAKLARI İÇİN AVUKAT BULMA İşçi hakları için çalışacağınız işçi avukatının mutlaka İş Kanununa hakim olması gerekmektedir. Sadece iş kanunu her durumu çözmek için yeterli olmayabiliyor. İşçi avukatının aynı zamanda Yargıtay ve İstinaf kararlarını da takip etmesi gerekmektedir. İşçi avukatı bulmak için www.avukatasorun.net adlı web sitesini kullanabilirsiniz. Avukata Sor, sitesi üzerinden önce işçi hakları konusunda danışmanlık alabilir, daha sonra davanızın takip edilmesi için iş hukuku avukatı bulabilirsiniz. İstanbulda bulunan en iyi işçi avukatlarına 0554 181 04 00 numaralı telefonu arayarak ulaşabilirsiniz.   İş Davası’nın Aşamaları Nelerdir ? İşçinin iş akdinin haklı neden ile feshi gerçekleştirildikten sonra, işçi avukatı tarafından arabuluculuk başvurusu gerçekleştirilir. Avukat Arabulucu tarafından düzenlenen görüşmeler neticesinde; eğer anlaşma sağlanır ise süreç sona ermiş sayılır, anlaşma sağlanmadığı takdirde ise; iş avukatı tarafından iş davası açılır ve yargılama süreci bu şekilde başlamış olur. Bu davada işçi, İşçi hakları olan kıdem tazminatı alacağını, İşçi hakları olan ihbar tazminatı alacağını, İşçi hakları olan fazla mesai ücreti alacağını, İşçi hakları olan yıllık ücretli izin alacağını, İşçi hakları olan resmi tatil çalışması alacağını, İşçi hakları olan maaş alacağını, İşçi hakları olan hafta tatili alacağını talep konusu yapabilir. İŞÇİ MAHKEMESİNDE İŞÇİ AVUKATI TARAFINDAN AÇILAN DAVA NE KADAR SÜRER. İşçi hakları avukatı tarafından iş mahkemesinde açılan iş davası, bulunduğu il ve mahkemeye göre değişmekle birlikte, İstinaf ve Yargıtay aşamalarını saymaz isek ortalama 1,5 sene sürecektir. İş mahkemeleri neticesinde verilecek olan karar, istinaf ve Yargıtay incelemesine tabi bir karar olacağından taraflardan birisinin talep etmesi halinde karar, taşınacak olan üst derece yargı mercilerinde tekrardan incelenme imkanı bulacaktır. İŞÇİ AVUKATI TARAFINDAN ARABULUCULUK BAŞVURU SÜRECİ  Başvurucu vekili tarafından Arabuluculuk Daire Başkanlığına yapılan başvuru neticesinde bir arabulucu avukat görevlendirilir. Bu arabulucu avukat tarafından hem başvurucu vekili hem de karşı taraf ile ortak bir toplantı günü belirlenir. Bu toplantıda uyuşmazlık konuları konuşulur ve çözümlenmeye çalışılır. Bu toplantı neticesinde çözümlenen ve anlaşmaya varılan hususlar tekrar dava konusu yapılamaz. Ancak anlaşma sağlanmaz ise; tüm bu uyuşmazlık konuları dava açılarak, yargılama neticesinde çözüme kavuşacaktır. Arabuluculuk sürecinde bir iş hukuku avukatı tarafından temsil edilmeniz özellikle tazminatlarınızın doğru ve tam olarak hesaplanması açısından çok önemlidir. İSTANBUL İŞ HUKUKU AVUKATI İLETİŞİM BİLGİLERİ  İSTANBUL İŞÇİ AVUKATI - AVUKATA SOR Telefon : 0554 181 04 00 Adres : Osmaniye Mahallesi, İsmail Erez Bulvarı - Bakırköy/İSTANBUL Mail : avukatasorunuz@gmail.com Hizmet Alanları: İş Hukuku Davaları - İşçi Hakları - İş Mahkemesi Avukatı İŞÇİ HAKLARINDA Kıdem Tazminatı Nasıl Alınır - ÜCRETSİZ AVUKATA DANIŞ Öncelikle ve önemle belirtmemiz gerekmektedir ki; İŞÇİ HAKLARINDA kendi isteği ile haklı bir gerekçesi olmadan istifa eden işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz. 1475 Sayılı kanun madde 14 kapsamında çalışanlara belirli şartlar dahilinde kıdem tazminatı ödenmelidir. Buna göre; Aynı işverene bağlı çalışma süresinin en az 1 yıl olması, İş sözleşmesinin işveren tarafından iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık nedenleri dışındaki nedenlerle fesih edilmesi, İşçi tarafından sağlık, iyi niyet ve ahlak kuralarına aykırılık veya işyerinde işin durması ve benzeri nedenlerle fesih edilmesi, Kadın işçinin evlenmesi nedeni ile evlenme tarihi itibariyle 1 yıl içinde başvurması şartıyla, Askerlik görevi nedeni ile işten ayrılmalarda, Emeklilik hakkının elde edilmesi veya bu kapsamda yaş dışında gereken sigortalılık süresi ve prim gününün doldurulması nedeni ile, İşçinin ölümü nedeni ile,iş sözleşmesinin feshi halinde çalışma süresinin gerektirdiği kıdem tazminatı ödenmelidir. Ayrıca;  işçinin fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, sigortasız bir şekilde çalıştırılması, sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmaması, ELDEN ÖDEME, mobing uygulanması vs. sebepler, işçiye iş akdini haklı neden ile fesih hakkı verir. Bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediği veya hukuki ispat araçları konusunda yargılama aşamasında sorun yaşamamak adına uzman bir iş davası avukatı ile görüşmeniz yararlı olacaktır. İşçi Haklarında İhbar Tazminatı Hangi Durumlarda Alınır - ÜCRETSİZ DANIŞMA İşçi haklarında, İhbar tazminatı, işverenin haklı bir gerekçesi olmaksızın ve ihbar öneli kullandırmaksızın işçiyi işten çıkarttığı durumlarda işveren tarafından işçiye ödenmesi gereken veya işçinin haklı bir gerekçesi yok iken ve işverene bildirimde bulunmadan işten ayrıldığı takdirde işçi tarafından işverene ödenmesi gereken tazminat kalemidir. İşçi Haklarında, Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. İş sözleşmeleri; İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra, İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra, İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra, İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,  Feshedilmiş sayılır. Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İSTANBUL İŞÇİ HAKLARI İLETİŞİM BİLGİLERİ  İSTANBUL İŞÇİ HAKLARI - AVUKATA SOR Telefon : 0554 181 04 00 Adres : Osmaniye Mahallesi, İsmail Erez Bulvarı - Bakırköy/İSTANBUL Mail : avukatasorunuz@gmail.com Hizmet Alanları: İş Hukuku Davaları - İşçi Hakları - İş Mahkemesi Avukatı
BOŞANMA AVUKATI - ÜCRETSİZ AVUKATA SOR

BOŞANMA AVUKATI - ÜCRETSİZ AVUKATA SOR

  BOŞANMA AVUKATI - ÜCRETSİZ DANIŞMA Boşanma Davalarınızda Alanında Uzman Boşanma Avukatlarımızdan Profesyonel Destek Alabilirsiniz. Boşanma Dava Süreçeleri Hakkında Bilgi Almak İçin Arayabilir ya da Whatsapp Yolu ile Avukatlarımıza Soru Sorabilirsiniz. Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Davalarının yanı sıra Nafaka, Mal Rejimi ve Maddi ve Manevi Tazminat Konularında da Destek Alabilirsiniz. BOŞANMA AVUKATI  İSTANBUL BOŞANMA AVUKATLARI, Aile hukuku alanında faaliyet gösteren, İSTA

    NBUL'DA evlilik birliğini sonlandırmak isteyen kişilerin boşanma dava süreçlerini takip eden avukat olarak tanımlanır. Boşanma avukatı; aynı zamanda, boşanma davası ile birlikte görülen, nafaka, maddi ve manevi tazminat, çocukların velayeti, mal rejimi gibi konuları da boşanma davası ile birlikte takip eder ve sonuçlandırır. Boşanma davaları, AİLE HUKUKUNUN temelini oluşturmaktadır. Bu süreç, ancak alanında uzman kişilerce takip edilirse sorunsuz sonuçlanabilir. Bu süreçte uzman bir boşanma avukatı ile çalışmanız tavsiye edilir.     İstanbul boşanma avukatları; müvekkillerinin evlilik birliğinin neticelenmesi ile birlikte; Nafaka, TAZMİNAT, çocukların velayeti, çocuklar ile kişisel ilişki talebi, ziynet ve mal rejimi haklarının korunması noktasında yardımcı olur.  İSTANBUL Boşanma Avukatı, boşanma ile birlikte sahip olacağınız hakların korunması, boşanma dava süresi boyunca, haklarınızın tam olarak talep edilmesi ve dava sonucunda hak kayıplarının yaşanmaması adına tüm boşanma sürecinizi yönetir. Bu kapsamda, Boşanma avukatı ve AVUKATA SOR boşanma konusundaki tecrübesiyle sizi aile mahkemesinde dava ve duruşmalarda temsil etmektedir. İSTANBUL BOŞANMA AVUKATI İLETİŞİM BİLGİLERİ  BOŞANMA AVUKATI : AVUKATA SOR Telefon : 0554 181 04 00 Adres : Osmaniye Mahallesi, İsmail Erez Bulvarı - Bakırköy/İSTANBUL Mail : avukatasorunuz@gmail.com Hizmet Alanları: ANLAŞMALI - ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVALARI BOŞANMA DAVASI AVUKATI NASIL BULUNUR AVUKATASORUN.NET SİTESİ ÜZERİNDEN, BULUNDUĞUNUZ İLDEKİ EN TECRÜBELİ ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI AVUKATINA ULAŞABİLİRSİNİZ. AYNI ZAMANDA; www.avukatasorun.net internet sitesi üzerinden boşanma davaları ile ilgili tüm sorularınıza online olarak İstanbul Boşanma avukatlarına danışarak yanıt bulabilirsiniz. Boşanma davası avukatlarımıza boşanma davalarınız ile ilgili tüm sorularınızı sorabilirsiniz.  ÜCRETSİZ BOŞANMA DAVASI AVUKATI   İstanbul boşanma davası avukatı; İstanbul barosu tarafından belirlenen asgari tarifeden az olmamak üzere, Boşanma Davaları için serbestçe bir rakam belirleyebilirler. İstanbul'da boşanma davası avukatı ile çalışmanız için yeteri kadar durumu olmayanlar İstanbul barosuna adli yardım telebinde bulunabilir. Bu şekilde; maddi durumu yeterli olmayan ve boşanmak isteyen kişiler ücretsiz boşanma avukatı yardımından yararlanabilir.  BOŞANMA DAVALARINDA AVUKATLARIN TAVSİYE NİTELİĞİNDEKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİNE İSTANBUL BAROSUNUN SİTESİNDEN ULAŞABİLİRSİNİZ. BOŞANMA DAVASI HANGİ MAHKEMEDE AÇILIR - AVUKATA SOR Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. BOŞANMA DAVASINDA KESİN BOŞANMAYA KARAR VERİLİR Mİ  Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.  Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar. Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.  Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.  BOŞANMA DAVASI SEBEPLERİ  ZİNA - ALDATMA BOŞANMA DAVASI - ÜCRETSİZ DANIŞMA Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. KÖTÜ DAVRANMA - BOŞANMA DAVASI - AVUKATA SOR Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme - BOŞANMA DAVASI  Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. EŞLERDEN BİRİNİN EVİ TERK ETMESİ NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI - ÜCRETSİZ AVUKATA DANIŞ Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz. EŞLERDEN BİRİ AKIL HASTASI OLURSA BOŞANMA DAVASI - BOŞANMA DAVASI AVUKATINA SOR Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.  EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI - BOŞANMA SEBEBİ - ÜCRETSİZ BOŞANMA DAVASI AVUKATINA DANIŞ Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.  
CEZA AVUKATI - AĞIR CEZA AVUKATI - ÜCRETSİZ

CEZA AVUKATI - AĞIR CEZA AVUKATI - ÜCRETSİZ

CEZA AVUKATI - ÜCRETSİZ DANIŞMA  İstanbul Ceza Avukatı; ceza davalarınızla ilgili olarak yargılandığınız tüm süre boyunca haklarınızı sonuna kadar savunan ve bu süreçte size hukuki olarak destek olan avukattır. İstanbulda bulunan ve alanında uzman olan ceza avukatlarımıza Whatsapp üzerinden online olarak veyahut doğrudan arayarak ulaşabilirsiniz.  Ceza davaları iki aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar; soruşturma evresi ve kovuşturma evresidir. Soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcısı

     suç şüphesi bulunan olay ve kişiler ile ilgili gerekli tüm incelemeyi yapar. Soruşturma sürecinin sonunda eğer suçun işlendiği yönünde kanaat oluşursa, Cumhuriyet Savcısı tarafından İddianame düzenlenir ve şüpheli hakkında dava açılır.  Bu aşamadan sonra soruşturma evresi biter ve kovuşturma evresine geçilir. Kovuşturma evresinde şüpheli sıfatı sanık olarak değişir. Sanık; suç şüphesi altında bulunan ve hakkında dava açılan kimseye denir. Kovuşturma evresinde duruşmalar başlar ve taraflar bu duruşmalarda dinlenir.  Gerek Müşteki (Şikayetçi) gerekse de sanık bu aşamada hak kaybına uğramamak için bir ceza davası avukatı ile çalışmalıdır. Ceza davaları insanların gelecekteki iş ve sosyal yaşantısını da etkileyeceğinden çok önemlidir. İSTANBUL CEZA AVUKATI İLETİŞİM BİLGİLERİ  İSTANBUL CEZA DAVASI AVUKATI - AVUKATA SOR Telefon : 0554 181 04 00 Adres : Osmaniye Mahallesi, İsmail Erez Bulvarı - Bakırköy/İSTANBUL Mail : avukatasorunuz@gmail.com Hizmet Alanları: CEZA DAVASI AVUKATI Ceza Kanunun Amacı Nedir ? Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Türk Ceza Kanunun’da, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir. Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi gereği Türk Ceza Kanununda, Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz. Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz. Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz. CEZA YARGILAMALARINDA, TÜRK CEZA KANUNU Kapsamında suç olarak düzenlenmiş olan tüm eylemlerden dolayı yargılama yapılır. Türk Ceza Kanununda suç olarak düzenlenlenen suçlara örnek vermemiz gerekirse;  TCK. Madde 81 Kasten öldürme TCK. Madde 82 Nitelikli Kasten öldürme TCK. Madde 83 Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi TCK. Madde 84 İntihara yönlendirme TCK. Madde 85 Taksirle öldürme TCK. Madde 86 Kasten yaralama TCK.Madde 87 Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama TCK. Madde 88 Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi TCK. Madde 89 Taksirle yaralama TCK. Madde 90 İnsan üzerinde deney TCK. Madde 91 Organ veya doku ticareti TCK. Madde 141 Hırsızlık TCK. Madde 142 Nitelikli hırsızlık TCK. Madde 148 Yağma TCK. Madde 149 Nitelikli yağma TCK. Madde 151 Mala zarar verme TCK. Madde 152 Mala zarar vermenin nitelikli halleri TCK. Madde 153 İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme TCK. Madde 154 Hakkı olmayan yere tecavüz TCK. Madde 155 Güveni kötüye kullanma TCK. Madde 156 Bedelsiz senedi kullanma TCK. Madde 158 Nitelikli dolandırıcılık CEZA AVUKATI TUTMAMIZ GEREKİR Mİ - Avukata SOR Ceza yargılamalarında mutlaka bir ceza davası avukatı ile çalışmanız gerekir. Bu durum sizin için hayati önem taşımaktadır. Neyle suçlandığınızı ve haklarınızı tam olarak bilmek ve kendinizi savunabilmek için İstanbul'da Ceza Davası Avukatına ihtiyaç duyarsınız. Bu durumlar ile ilgili sitemizde bulunan uzman ceza davası avukatları ile Whatsapp üzerinden online ya da telefon ile arayarak detaylı bilgi alabilirsiniz. CEZA DAVALARINDA ÜCRETSİZ AVUKAT TALEBİ Müdafi veya vekillerin görevlendirilmesi Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, görevlendirilecek müdafie yapılacak ödemelerin yargılama giderlerinden sayılacağı ve mahkûmiyeti hâlinde kendisinden tahsil edileceği hususu hatırlatılarak talep ettiği takdirde barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir. Şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malûl veya sağır ve dilsiz ise ya da hakkında alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı soruşturma ya da kovuşturma yapılıyorsa istemi aranmaksızın barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir. Ancak bunun için şüpheli veya sanığın müdafiinin olmaması şarttır. İkinci fıkrada sayılan hâllerde kovuşturma aşamasında sanığa iddianamenin tebliği için çıkarılan çağrı kâğıdına ayrıca "tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde müdafii bulunup bulunmadığını bildirmesi, bildirimde bulunmadığı takdirde barodan bir müdafi görevlendirmesinin isteneceği, görevlendirilen müdafie ödenecek ücretin yargılama giderlerinden sayılacağı ve mahkûmiyeti hâlinde kendisinden tahsil edileceği" hususunu hatırlatan meşruhat verilir. Sanığın tutuklu olması hâlinde Ceza Muhakemesi Kanununun 176 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince yapılan işlemler sırasında yukarıda belirtilen meşruhat hatırlatılır. Sanık tarafından bildirimde bulunulmadığı, tebligat yapılamadığı veya tutuklu sanığın müdafii olmadığını bildirmesi hâlinde duruşma günü beklenmeksizin barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir. Vekili bulunmayan mağdur, şikâyetçi veya katılanın talep etmesi hâlinde, barodan bir vekil görevlendirmesi istenir. Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince mağdur veya suçtan zarar gören için zorunlu olarak vekil görevlendirilmesi gereken hâllerde istemi aranmaksızın barodan bir vekil görevlendirmesi istenir. Ancak bunun için mağdur veya suçtan zarar görenin vekilinin olmaması şarttır. Müdafi veya vekil görevlendirilmesi; soruşturma evresinde ifadeyi alan merci veya sorguyu yapan hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından barodan talep edilir. Birden fazla baronun bulunduğu illerde, Avukatlık Kanununun 177 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca oluşturulan bürodan müdafi veya vekil görevlendirilmesi istenir. Büro, hangi baroya kayıtlı olduğuna bakılmaksızın o ildeki tüm avukatlar arasından eşitlik gözetilerek belirlediği müdafi veya vekilin kayıtlı olduğu baro tarafından görevlendirilmesini sağlar. CEZA DAVALARINDA AVUKAT ÜCRETİ Ceza davalarında avukatlık ücreti, İstanbul Barosunun belirlemiş olduğu asgari tarifeden az olmamak üzere kararlaştırılabilir. İstanbul ceza avukatı; olayın durumuna, davanın türüne ve hangi mahkemede görüldüğüne göre ekonomik koşullara uygun bir tutar belirleyecektir. CEZA DAVALARI HANGİ MAHKEMEDE GÖRÜLÜR Ceza davalarında;10 yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren dava ve işlere asliye ceza mahkemesi bakmakla görevlidir. Ayrıca; 10 yıldan fazla hapis cezası gerektiren dava ve işlere ağır ceza mahkemesi bakmakla görevlidir.    
GAYRİMENKUL AVUKATI - MİRAS AVUKATI - ÜCRETSİZ

GAYRİMENKUL AVUKATI - MİRAS AVUKATI - ÜCRETSİZ

GAYRİMENKUL VE MİRAS AVUKATI - ÜCRETSİZ DANIŞMA Gayrimenkul Hukuku, tapu iptali ve tescil davaları başta olmak üzere, konut, arazi, bina ile ilgili durumları kapsayan, kamulaştırma işlemlerini de içine alan geniş bir hukuk alanıdır. Bu alan uzmanlık isteyen ve çok titiz olarak yürütülmesi gereken bir alandır. Yaşamış olduğunuz mağduriyetlerin giderilmesi açısından süreci hem usuli olarak hem de esas olarak çok dikkatli olarak takip etmelisiniz. Kanun koyucu taraf

    ından bu alanda bazı hak düşürücü süreler öngörülmüştür. Bu sürelerin kaçırılması durumunda dava açma imkanınız ortadan kalkmakta ve hak kaybına uğrayabilmektesiniz. Gayrimenkul hukuku konusunda profesyonel bir gayrimenkul hukuku avukatı ile çalışmanız hak kaybına uğramamanız açısından çok önemlidir. İSTANBUL GAYRİMENKUL AVUKATI İLETİŞİM BİLGİLERİ  İSTANBUL GAYRİMENKUL AVUKATI - AVUKATA SOR Telefon : 0554 181 04 00 Adres : Osmaniye Mahallesi, İsmail Erez Bulvarı - Bakırköy/İSTANBUL Mail : avukatasorunuz@gmail.com Hizmet Alanları: GAYRİMENKUL AVUKATI İSTANBUL MİRAS AVUKATI İLETİŞİM BİLGİLERİ  İSTANBUL MİRAS AVUKATI - AVUKATA SOR Telefon : 0554 181 04 00 Adres : Osmaniye Mahallesi, İsmail Erez Bulvarı - Bakırköy/İSTANBUL Mail : avukatasorunuz@gmail.com Hizmet Alanları: MİRAS AVUKATI
DOLANDIRICILIK SUÇU - AVUKATA ÜCRETSİZ DANIŞ 2024

DOLANDIRICILIK SUÇU - AVUKATA ÜCRETSİZ DANIŞ 2024

Dolandırıcılık Madde 157- (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir. Nitelikli dolandırıcılık Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun; a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle, c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından

    yararlanmak suretiyle, d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle, e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle, j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, k) Sigorta bedelini almak maksadıyla, l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle, İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.61 (2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. 61 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle, bu fıkrada yer alan “iki yıldan yedi yıla” ibaresi “üç yıldan on yıla” şeklinde, “(j) ve (k)” ibaresi “(j), (k) ve (l)” şeklinde ve “üç yıldan” ibaresi “dört yıldan” şeklinde değiştirilmiştir. (3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır. Daha az cezayı gerektiren hal Madde 159- (1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. 
BOŞANMA DAVASI - MADDİ MANEVİ TAZMİNAT - NAFAKA

BOŞANMA DAVASI - MADDİ MANEVİ TAZMİNAT - NAFAKA

  İSTANBUL BOŞANMA DAVASI - ÜCRETSİZ AVUKATA SOR Boşanma Avukatlarımızdan Boşanma Davalarında Nafaka ve Boşanma Davalarında Maddi ve Manevi Tazminat Süreçleri Hakkında Detaylı Bilgi Alabilirsiniz.  Boşanma Davasında Tazminat ve Nafaka - AVUKATA DANIŞ Maddî ve Manevî Tazminat Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüz

    ünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Boşanma Davasında Yoksulluk nafakası Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Boşanma Davasında Tazminat ve Nafakanın Ödenme Biçimi Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.  Boşanma Davalarında Yetki Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Boşanma Davasında Zamanaşımı Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. İSTANBUL BOŞANMDA DAVASI - ÜCRETSİZ AVUKATA SOR Boşanma Avukatlarımızdan Boşanma Davalarında Nafaka ve Boşanma Davalarında Maddi ve Manevi Tazminat Süreçleri Hakkında Detaylı Bilgi Alabilirsiniz.  Boşanmada Tazminat ve Nafaka - AVUKATA DANIŞ Maddî ve Manevî Tazminat Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Yoksulluk nafakası Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Tazminat ve Nafakanın Ödenme Biçimi Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.  Boşanma Davalarında Yetki Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Zamanaşımı Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
İŞE İADE DAVASI - ÜCRETSİZ DANIŞMA - 2024

İŞE İADE DAVASI - ÜCRETSİZ DANIŞMA - 2024

İŞE İADE DAVASI AVUKATINA SOR - ÜCRETSİZ DANIŞMA İŞ HUKUKUNDA İŞÇİNİN İŞE İADE DAVASI AÇMA HAKKI DÜZENLENMİŞTİR. EĞER İŞTEN HAKSIZ BİR ŞEKİLDE ÇIKARTILDI İSENİZ TAZMİNAT HAKLARINIZ DIŞINDA İŞE İADE DAVASI HAKLARINIZIN DA OLDUĞUNU BİLMENİZ GEREKMEKTEDİR. İŞÇİ AVUKATI TARAFINDAN BAŞLATILACAK İŞE İADE DAVA SÜRECİNİN NETİCESİNDE İŞE BAŞLATILMAZ İSENİZ İŞVEREN TARAFINDAN SİZE İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI VE BOŞTA GEÇEN SÜRE ÜCRETİ ÖDENMESİ GEREKMEKTEDİR. İşe i

    ade davası açılabilmesi için gerekli olan tüm şartlar aşağıda yazılı Yargıtay kararında açıkça belirtilmiştir. İşe iade davasında işçi hakları konusunda bilgi almak için iş hukuku alanında çalışan işçi avukatlarımızdan detaylı bilgi alabilirsiniz. İSTANBUL İŞE İADE AVUKATI İLETİŞİM BİLGİLERİ  İŞE İADE AVUKATI : AVUKATA SOR Telefon : 0554 181 04 00 Adres : Osmaniye Mahallesi, İsmail Erez Bulvarı - Bakırköy/İSTANBUL Mail : avukatasorunuz@gmail.com Hizmet Alanları: İş Hukuku Davaları - İŞE İADE DAVASI - İşçi Hakları - İş Mahkemesi Avukatı 22. Hukuk Dairesi         2011/16421 E.  ,  2012/9247 K.   "İçtihat Metni"   MAHKEMESİ : Bursa 3. İş Mahkemesi TARİHİ : 18/02/2011 NUMARASI : 2010/476-2011/52 Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir. Davalı vekili iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, işverence feshin geçerli bir nedene dayandığının ispatlanamaması nedeniyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde otuz ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/2 maddesine göre, İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Yine aynı kanunun 18/4 maddesi uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. Keza 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 60/2 maddesi uyarınca bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu iş kolundan sayılır. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında bir ayırım yapılamaz. Fesih bildirimin yapıldığı tarihte otuz işçi sayısının tespitinde göz önünde bulundurulacak işçinin iş sözleşmesinin    devam    etmekte    olması    yeterli    olup,    ayrıca   fiilen   çalışıyor   olması gerekmemektedir. Ancak hastalık, iş kazası, gebelik yada normal izin ve benzeri nedenlerle ayrılan işçi yerine bu süre için ikame işçi temin edilmiş ise, otuz işçi sayısında ikame edilen işçi dikkate alınmayacaktır. Konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Fesih bildirim tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilen, bu nedenle feshin geçersizliği davası açıp, lehine feshin geçersizliğine karar verilen işçinin işverene işe başlatılması için başvurusu halinde, adı geçen işçinin de otuz işçi sayısında değerlendirilmesi gerekir. Böyle bir durumda feshin geçersizliğine ilişkin dava sonuçlanmamış ise, bekletici mesele yapılarak sonucu beklenmelidir. İş Kanunu kapsamı dışında kalan ve işçi sıfatını taşımayan çırak, stajyer ve meslek öğrenimi gören öğrencilerle süreksiz işlerde çalışanlar, keza işyerinde ödünç (geçici) iş ilişkisi ile çalıştırılanlar ile alt işveren işçileri o işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde hesaba katılmazlar. Alt işverenin işçileri otuz işçi kıstasının belirlenmesinde dikkate alınmazlar; fakat, iş güvencesi hükümlerinden kaçmak amacıyla, işçilerin bir kısmının muvazaalı olarak taşeron işçisi olarak gösterilmesi halinde, bu işçilerin de işçi sayısına dahil edilmesi gerekir. Daha açık bir anlatımla, alt işverenlik ilişkisinin geçersiz sayılması gereken hallerde taraflarca alt işveren sayılan kişiye bağlı olarak çalışanlar otuz işçi sayısının tespitinde hesaba katılmalıdır. Alt işverenin işçileri ile geçici işçi sağlayan işverenle iş sözleşmeleri devam eden geçici işçiler, kendi işverenlerinin işyerlerinde sayının belirlenmesinde hesaba katılırlar. Ancak tarafların geçici iş ilişkisinde gönderen işveren olarak nitelendirdikleri; fakat aslında “bodro işvereni” olarak faaliyet gösteren ve yaptıkları iş, işverenlerine işçi temin etmekten ibaret olanlara kayıtlı bulunan işçiler de sayı ölçütünde göz önünde bulundurulmalıdır. 4857 sayılı İş Kanunu, elliden fazla işçi çalıştıran tarım ve orman işçilerinin yapıldığı işyerleri ve işletmeleri kapsamı içine aldığından (İş K mad. 4/b), bu işyeri ya da işletmede çalışanlar da iş güvencesinden yararlanır. Buna karşılık, elliden az (elli dahil) işçi çalıştıran tarım işyerlerinde çalışanlar İş Kanunu’nun kapsamı dışından kalacağından, bu yerlerde otuzdan fazla işçi çalıştırılsa dahi (örneğin, kırk işçi), bu işçilere iş güvencesi hükümleri uy­gulanmayacaktır. Elli İşçinin tespitinde, sadece tarım işçileri değil; diğer işçiler de dikkate alınmalıdır. Özellikle gurup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimi olan birlikte istihdam şeklindeki çalışmada, işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermektedirler. Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketler, aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısım işçiler iş görme edimini işverenlerin tamamına karşı yerine getirmektedir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı işyerinde verilen muhasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olması buna örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi bir ilişkide, tüm şirketlere hizmet veren işçiler ile sadece davalı şirkete hizmet veren işçilerin otuz işçi kıstasında dikkate alınması gerekir. İşçi tüm şirketlere hizmet ediyor ise, o zaman tüm şirketlerdeki işçi sayısı dikkate alınmalıdır. Sendika işyeri temsilcileri için işyerinde otuz işçi çalışma koşulu aranmamalıdır. Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta davacının davalı şirkete ait  işyerinde ithalat  sorumlusu  olarak  çalıştığı  anlaşılmaktadır. Davalı işveren vekili, yargılama sırasında davacının çalıştığı  işyerinde fesih tarihi itibariyle toplam yirmiiki işçinin çalıştığını, ... A.Ş. ile işverenin bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürmüş ve bunları aynı zamanda temyiz nedeni olarak belirtmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi işverenin birden fazla işyerinin bulunması halinde otuz işçi sayısının aynı işkoluna tabi işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenmesi gerekir. Davacının çalıştığı şirketin, ...A.Ş. ait grup şirketi olup olmadığı, ayrıca grup şirketler arası işçi geçişlerinin bulunup bulunmadığı, birlikte istihdam olgusu araştırılarak sonucuna göre davacının iş güvencesi hükümlerinin kapsamında olup olmadığı belirlenmelidir. En az otuz işçi sayısına ilişkin koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,  peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
İŞE İADE ŞARTLARI - ÜCRETSİZ DANIŞMA

İŞE İADE ŞARTLARI - ÜCRETSİZ DANIŞMA

ÜCRETSİZ DANIŞMA - İŞE İADE DAVASI İşe İade Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/2 md.) Yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmaz. Altı aylık kıdem hesabında bu Kanunun 6

    6 ncı maddesindeki süreler dikkate alınır. Özellikle aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz: a) Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak. b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak. c) Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip veya yükümlülüklerini yerine getirmek için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak. d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler. e) 74 üncü maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek. f) Hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde işe geçici devamsızlık. İşçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek hesap edilir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri hakkında bu madde, 19 ve 21 inci maddeler ile 25 inci maddenin son fıkrası uygulanmaz. Sözleşmenin feshinde usul  İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. 6 18/2/2009 tarihli ve 5838 sayılı Kanunun 32 nci maddesiyle; bu bentte yer alan “Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya yükümlülüklerini yerine getirmek” ibaresi eklenmiştir. Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır. İSTANBUL İŞE İADE ŞARTLARI İLETİŞİM BİLGİLERİ  İŞE İADE ŞARTLARI : AVUKATA SOR Telefon : 0554 181 04 00 Adres : Osmaniye Mahallesi, İsmail Erez Bulvarı - Bakırköy/İSTANBUL Mail : avukatasorunuz@gmail.com Hizmet Alanları: İş Hukuku Davaları İŞE İADE ŞARTLARI - İşçi Hakları - İş Mahkemesi Avukatı
İŞÇİNİN ÇALIŞMA ŞARTLARI RIZASI OLMADAN DEĞİŞTİRİLEMEZ - ÜCRETSİZ AVUK

İŞÇİNİN ÇALIŞMA ŞARTLARI RIZASI OLMADAN DEĞİŞTİRİLEMEZ - ÜCRETSİZ AVUK

İŞÇİNİN ÇALIŞMA ŞARTLARINDA ONAYI OLMADAN DEĞİŞİKLİK YAPILAMAZ. Çalışma şartlarında değişiklik ancak işçinin yazılı onayı ile yapılabilir. Onay olmadan değişiklik yapılırsa işçi iş akdini haklı neden ile feshederek tüm tazminatlarını alabilir. Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma

    koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.
İŞÇİNİN FAZLA MESAİ ALACAKLARI - ÜCRETSİZ AVUKATA SOR - 2024

İŞÇİNİN FAZLA MESAİ ALACAKLARI - ÜCRETSİZ AVUKATA SOR - 2024

İŞÇİLERİN FAZLA MESAİ HAKLARI - ÜCRETSİZ DANIŞMA Fazla çalışma(mesai) ücreti İŞ HUKUKU alanında uzman işçi avukatlarımızdan fazla mesai ücreti haklarınız ile ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz. Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma(mesai) yapılabilir. Fazla çalışma(mesai), Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde

    hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir. Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir. İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır. 63 üncü maddenin son fıkrasında yazılı sağlık nedenlerine dayanan kısa veya sınırlı süreli işlerde ve 69 uncu maddede belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz. Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir. Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz. (Ek fıkra: 10/9/2014-6552/4 md.) Bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâller dışında yer altında maden işlerinde çalışan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz. (Ek fıkra: 10/9/2014-6552/4 md.) Yer altında maden işlerinde çalışan işçilere, bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâllerde haftalık otuz yedi buçuk saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüzden az olmamak üzere arttırılması suretiyle ödenir. Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaların ne şekilde uygulanacağı çıkarılacak yönetmelikte gösterilir. İSTANBUL İŞÇİ HAKLARI FAZLA MESAİ ALACAKLARI İLETİŞİM BİLGİLERİ  İŞÇİ FAZLA MESAİ AVUKATI : AVUKATA SOR Telefon : 0554 181 04 00 Adres : Osmaniye Mahallesi, İsmail Erez Bulvarı - Bakırköy/İSTANBUL Mail : avukatasorunuz@gmail.com Hizmet Alanları: İş Hukuku Davaları - İşçi Hakları - İş Mahkemesi Avukatı - FAZLA MESAİ İŞÇİ GECE KAÇ SAAT ÇALIŞTIRILABİLİR. MESAİ ÜCRETLERİNİN İŞÇİ TAZMİNATLARINA ETKİSİ İŞÇİLERİN GECE 7,5 SAATTEN FAZLA ÇALIŞTIRILMALARI YASAKTIR. BUNUN İSTİSNALARI MEVCUTTUR. GÜVENLİK, SAĞLIK VE TURİZM SEKTÖRLERİNDE İŞVEREN TARAFINDAN GECE 7,5 SAATTEN FAZLA ÇALIŞMA YAPTIRILABİLİR.  Zorunlu nedenlerle fazla çalışma Gerek bir arıza sırasında, gerek bir arızanın mümkün görülmesi halinde yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması gerekli acele işlerde, yahut zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu ile işçilerin hepsi veya bir kısmına fazla çalışma yaptırılabilir. Bu durumda fazla çalışma yapan işçilere uygun bir dinlenme süresi verilmesi zorunludur. Şu kadar ki, zorunlu sebeplerle yapılan fazla çalışmalar için 41 inci maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır. Olağanüstü hallerde fazla çalışma  Seferberlik sırasında ve bu süreyi aşmamak şartıyla yurt savunmasının gereklerini karşılayan işyerlerinde fazla çalışmaya lüzum görülürse işlerin çeşidine ve ihtiyacın derecesine göre Cumhurbaşkanı günlük çalışma süresini, işçinin en çok çalışma gücüne çıkarabilir.22 Bu suretle fazla çalıştırılan işçiler için verilecek ücret hakkında 41 inci maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır. Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir. Bu günlere ait ücretler 47 nci maddeye göre ödenir.  
BOŞANMA - ÇOCUKLARIN VELAYETİ - ÜCRETSİZ DANIŞMA

BOŞANMA - ÇOCUKLARIN VELAYETİ - ÜCRETSİZ DANIŞMA

Boşanma Dava Sürecinde Çocukların Durumu ile İlgili Olarak Uzman Boşanma Avukatlarımızdan Destek Alabilirsiniz. Çocuklar Bakımından Ana ve Babanın Hakları Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel iliş

    kisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. Durumun değişmesi MADDE 183.- Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır. D. Boşanmada yargılama usulü MADDE 184.- Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tâbidir: 1. Hâkim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz. 2. Hâkim, bu olgular hakkında gerek re'sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez. 3. Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hâkimi bağlamaz. 4. Hâkim, kanıtları serbestçe takdir eder. 5. Boşanma veya ayrılığın fer'î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz. 6. Hâkim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir. 
TAHLİYE VE KİRA DAVALARI - AVUKATA ÜCRETSİZ DANIŞ

TAHLİYE VE KİRA DAVALARI - AVUKATA ÜCRETSİZ DANIŞ

Kira Hukuku ve Tahliye Davaları Alanında Uzman Gayrimenkul Avukatlarımızdan Hukuki Destek Almak İçin Hemen Arayın. İstanbulun En Tecrübeli Avukatlık Bürosu Olarak Her Zaman Sorularınıza Cevap Vermekteyiz. Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Kira sözleşmesi, belirli ve belirli olmayan bir süre i&cce

    dil;in yapılabilir. Kararlaştırılan sürenin geçmesiyle herhangi bir bildirim olmaksızın sona erecek kira sözleşmesi belirli sürelidir; diğer kira sözleşmeleri belirli olmayan bir süre için yapılmış sayılır. Kiraya verenin borçları Teslim borcu Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Bu hüküm, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı aleyhine değiştirilemez; diğer kira sözleşmelerinde ise, kiracı aleyhine genel işlem koşulları yoluyla bu hükme aykırı düzenleme yapılamaz. Vergi ve benzeri yükümlülüklere katlanma borcu  Kiralananla ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülüklere, aksi kararlaştırılmamış veya kanunda öngörülmemiş ise, kiraya veren katlanır.  Yan giderlere katlanma borcu  Kiraya veren, kiralananın kullanımıyla ilgili olmak üzere, kendisi veya üçüncü kişi tarafından yapılan yan giderlere katlanmakla yükümlüdür. Kiralananın teslim anındaki ayıplarından sorumluluk  Kiralananın önemli ayıplarla teslimi hâlinde kiracı, borçlunun temerrüdüne veya kiraya verenin kiralananın sonradan ayıplı duruma gelmesinden doğan sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir. Kiralananın önemli olmayan ayıplarla tesliminde ise kiracı, kiralananda sonradan ortaya çıkan ayıplardan dolayı kiraya verenin sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir. Kiralananın sonradan ayıplı hâle gelmesinden sorumluluk a. Genel olarak MADDE 305- Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Ancak, zararın giderilmesi istemi diğer seçimlik hakların kullanılmasını önlemez. Önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı saklıdır. Ayıbın giderilmesini isteme ve fesih  Kiracı, kiraya verenden kiralanandaki ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilir; bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, ayıbı kiraya veren hesabına gidertebilir ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebilir veya kiralananın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir. Ayıbın, kiralananın öngörülen kullanıma elverişliliğini ortadan kaldırması ya da önemli ölçüde engellemesi ve verilen sürede giderilmemesi hâlinde kiracı, sözleşmeyi feshedebilir. Kiraya veren, kiralanandaki ayıbı gidermek yerine, uygun bir süre içinde ayıpsız benzeriyle değiştirebilir. Kiraya veren, kiracıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek, onun seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Kira bedelinin indirilmesi  Kiracı, kiralananın kullanımını etkileyen ayıpların varlığı hâlinde, bu ayıpların kiraya veren tarafından öğrenilmesinden ayıbın giderilmesine kadar geçen süre için, kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını isteyebilir. Kiracının temerrüdü  Kiracı, kiralananın tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir. Kiracıya verilecek süre en az on gün, konut ve çatılı işyeri kiralarında ise en az otuz gündür. Bu süre, kiracıya yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar. Özenle kullanma ve komşulara saygı gösterme borcu  Kiracı, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğüne aykırı davranması durumunda kiraya veren, konut ve çatılı işyeri kirasında, en az otuz gün süre vererek, aykırılığın giderilmesi, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceği konusunda yazılı bir ihtarda bulunur. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar vermesi, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Temizlik ve bakım giderlerini ödeme borcu  Kiracı, kiralananın olağan kullanımı için gerekli temizlik ve bakım giderlerini ödemekle yükümlüdür. Bu konuda yerel âdete de bakılır. Ayıpların giderilmesine ve kiralananın gösterilmesine katlanma borcu  Kiracı, kiralananın ayıplarının giderilmesine ya da zararların önlenmesine yönelik çalışmalara katlanmakla yükümlüdür. Kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Kiraya veren, çalışmaları ve kiralananın gezilip görüleceğini uygun bir süre önce kiracıya bildirmek ve bunların yapıldığı sırada kiracının yararlarını göz önünde tutmak zorundadır. Kiracının kira bedelinin indirilmesine ve zararının giderilmesine ilişkin hakları saklıdır. Kiracı tarafından  Kiracı, kiraya verenin yazılı rızasıyla kiralananda yenilik ve değişiklikler yapabilir. Yenilik ve değişikliklere rıza gösteren kiraya veren, yazılı olarak kararlaştırılmış olmadıkça, kiralananın eski durumuyla geri verilmesini isteyemez. Kiracı, aksine yazılı bir anlaşma yoksa, kiraya verenin rızasıyla yaptığı yenilik ve değişiklikler sebebiyle kiralananda ortaya çıkan değer artışının karşılığını isteyemez. Alt kira ve kullanım hakkının devri Kiracı, kiraya verene zarar verecek bir değişikliğe yol açmamak koşuluyla, kiralananı tamamen veya kısmen başkasına kiraya verebileceği gibi, kullanım hakkını da başkasına devredebilir. Kiracı, konut ve çatılı işyeri kiralarında, kiraya verenin yazılı rızası olmadıkça, kiralananı başkasına kiralayamayacağı gibi, kullanım hakkını da devredemez. Alt kiracı, kiralananı kiracıya tanınandan başka biçimde kullandığı takdirde kiracı, kiraya verene karşı sorumlu olur. Bu durumda kiraya veren, kiracısına karşı sahip olduğu hakları alt kiracıya veya kullanım hakkını devralana karşı da kullanabilir.  
WhatsApp Destek